Küresel Rekabet Sertleşiyor, Hollanda İçin Uyanma Vakti: Wennink Raporu

December 17, 2025
by Harun Reşit Halisoğlu, published on 17 December 2025
Küresel Rekabet Sertleşiyor, Hollanda İçin Uyanma Vakti: Wennink Raporu

Draghi’den Wennink’e: Hollanda Küresel Ekonomide Yerini Korumaya Çalışıyor

Avrupa ekonomisi uzun süredir şu soruyla karşı karşıya: Küresel rekabet sertleşirken, Avrupa bu yarışta yerini koruyabilecek mi? Bu konuyu son dönemde en açık şekilde gündeme getiren metinlerden biri, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin hazırladığı ve kamuoyunda “Draghi Raporu” olarak bilinen çalışma oldu. Draghi, raporunda Avrupa’nın yeterli verimlilik artışı sağlayamadığını, teknolojide ABD ve Çin’in gerisine düştüğünü ve bu tablo değişmezse kıtanın küresel ekonomide ağırlığını kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkça dile getirdi.

Bu uyarı, tüm Avrupa Birligi üyelerine yönelikti. Özellikle açık ekonomiye sahip, dış ticarete ve teknolojiye dayalı ülkeler için mesaj daha da netti. Hollanda da bu ülkelerin başında geliyor. Tam da bu nedenle, 12 Aralık'ta yayınlanan ve eski ASML CEO’su Peter Wennink’in adını taşıyan rapor, Draghi’nin Avrupa geneli için çizdiği çerçevenin Hollanda’ya uyarlanmış bir versiyonu olarak okunabilir.

Hollanda Modeli Güçlü Ama Kendiliğinden Değil

Hollanda uzun yıllardır küresel ekonomide güçlü bir konuma sahip. Limanları, lojistik altyapısı, tarımda yüksek verimliliği ve teknolojiye dayalı sanayisi sayesinde dünya ekonomisine sıkı biçimde entegre olmuş durumda. Rotterdam Limanı ve Schiphol Havalimanı yalnızca altyapı yatırımları değil, Hollanda’nın açık ekonomi anlayışının somut sembolleri.

Ancak küresel koşullar hızla değişiyor. Serbest ticaret eskisi kadar serbest değil. Teknoloji yalnızca ekonomik büyümenin değil, aynı zamanda siyasi gücün de önemli bir parçası haline geldi. Tedarik zincirleri kısalıyor, ülkeler kritik sektörlerde daha az bağımlı olmak istiyor. Bu yeni ortamda, geçmişte başarı getiren ekonomik modelin otomatik olarak işlemeye devam edeceğini varsaymak giderek daha riskli hale geliyor.

Hollanda açısından temel mesele şu: Ülke hâlâ güçlü, ama bu gücü korumak için daha bilinçli tercihler yapmak zorunda. Wennink Raporu tam da bu noktada devreye giriyor.

Wennink Raporu Ne Anlatıyor?

Wennink Raporu, bir kriz belgesi değil. Hollanda’nın zayıf olduğu alanlardan çok, güçlü olduğu alanlara odaklanıyor. Ancak raporun alt mesajı oldukça net: Mevcut başarılar kalıcı değil. Rekabetçilik sürekli beslenmesi gereken bir süreç.

Rapor, Hollanda’nın özellikle yüksek teknoloji alanında sahip olduğu avantajlara dikkat çekiyor. Yarı iletken sektöründe küresel ölçekte kilit bir oyuncu olan ASML bunun en bilinen örneği. Ancak Wennink’e göre ASML’nin başarısı bir tesadüf değil. Bu başarı; üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektör arasında yıllar içinde kurulan güçlü iş birliğinin bir sonucu.

Bu noktada rapor önemli bir hatırlatma yapıyor: Böyle şirketler kendiliğinden ortaya çıkmaz. Uzun vadeli yatırımlar, istikrarlı politikalar ve bilgiye dayalı bir ekosistem gerektirir. Eğer bu ekosistem zayıflarsa, bugünün güçlü şirketleri yarının sıradan oyuncularına dönüşebilir.

Devletin Rolü Yeniden Tanımlanıyor

Wennink Raporu’nun en dikkat çekici yönlerinden biri, devletin ekonomik rolüne dair yaklaşımı. Rapor, devletin yalnızca kuralları koyan ve piyasayı izleyen bir aktör olmasının artık yeterli olmadığını savunuyor. Özellikle stratejik sektörlerde devletin daha yönlendirici bir rol üstlenmesi gerektiği vurgulanıyor.

Wennick’e göre bu rol, serbest piyasa ilkelerinden vazgeçmek anlamına gelmiyor. Aksine, değişen küresel koşullara uyum sağlamak olarak sunuluyor. Draghi Raporu’nda da benzer bir yaklaşım vardı: Avrupa, rekabet gücünü korumak istiyorsa daha hedefli, daha stratejik politikalar geliştirmek zorunda.

Wennink Raporu bu çerçeveyi Hollanda’ya uyarlıyor. Eğitim, araştırma, altyapı ve inovasyon yatırımlarının birbirinden kopuk değil, ortak bir hedef doğrultusunda ele alınması gerektiğini savunuyor.

Rekabetçilik Bir Bütün Meselesi

Rapora göre rekabetçilik, tek tek politika alanlarının toplamı değil. Eğitim politikası, göç politikası, üniversitelerin finansmanı ve inovasyon yatırımları birbirine bağlı. Özellikle nitelikli iş gücü konusu öne çıkıyor. Küresel yetenek yarışında geri kalan ülkelerin, teknoloji üretme kapasitesini de kaybedeceği açıkça ifade ediliyor.

Bu noktada rapor, Hollanda’daki güncel siyasi tartışmalara da dolaylı olarak temas ediyor. Göç ve eğitim konularında kısa vadeli siyasi reflekslerle alınan kararların, uzun vadede rekabet gücünü zayıflatabileceği uyarısı yapılıyor. Eğer Hollanda yetenek çekemezse, teknoloji üretmekte zorlanır; teknoloji üretemezse, küresel ekonomideki ağırlığı azalır.

Avrupa Boyutu Göz Ardı Edilemiyor

Wennink Raporu, Hollanda’nın geleceğini Avrupa’dan bağımsız düşünmüyor. Avrupa Birliği düzeyinde yürütülen sanayi ve teknoloji politikaları, Hollanda için hem fırsatlar hem de riskler barındırıyor. Ortak yatırımlar ve fonlar, küçük ülkelerin küresel ölçekte rekabet etmesini kolaylaştırabilir.

Ancak rapor, Avrupa içinde de bir rekabet olduğu gerçeğini göz ardı etmiyor. Ortak politikalar geliştirilirken, ulusal önceliklerin net olması gerektiği vurgulanıyor. Aksi halde ülkeler, kendi güçlü oldukları alanları kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Sonuç: Güçlü Ama Tetikte

Draghi Raporu Avrupa için bir uyarıydı. Wennink Raporu ise bu uyarının Hollanda’ya düşen kısmını açıkça ortaya koyuyor. Hollanda bugün hâlâ güçlü bir ekonomi. Ancak bu güç, otomatik pilotta korunabilecek bir güç değil.

Rekabetin giderek sertleştiği bir dünyada, Hollanda’nın rehavete kapılmadan, ama panik de yapmadan hareket etmesi gerekiyor. Stratejik düşünmek, uzun vadeli yatırımlara sadık kalmak ve güçlü olduğu alanları bilinçli şekilde desteklemek bu sürecin anahtarı.

Wennink Raporu, bu yönde atılmış önemli bir adım. Asıl soru ise şu: Bu uyarılar, siyasi karar alma süreçlerinde ne kadar karşılık bulacak? Hollanda’nın küresel ekonomideki yeri, büyük ölçüde bu sorunun cevabına bağlı olacak.

You may also like

Gazze ve İnstagram

August 10, 2024
by Haşim Tekineş, Ali Dinçer and Harun R. Halisoğlu, published on 18 August 2024
Ali Dinçer, Harun Reşit Halisoğlu ve Haşim Tekineş Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda görülen #Gazze soykırım davasına müdahil olmasını, #CHP'nin #Paris çıkarmasını, #İngiltere'de yaşanan sokak olaylarını ve Türkiye'de bu hafta getirilen #İnstagram yasağını ele aldılar.

İsrail Uluslararası Adalet Divanı’nda

January 31, 2024
by Harun Reşit Halisoğlu and Haşim Tekineş, published on 31 January 2024
Adalet Divanı'nın son İsrail kararını hukukçu Harun Reşit Halisoğlu değerlendirdi.

Putin Tutuklanır mı?

March 26, 2023
by Yasir Gökçe, Hakan Kaplankaya, Harun R. Halisoğlu and Mehmet Bozkaya, published on 26 March 2023
Hukuk Günlüğü'nde Dr. Yasir Gökçe, Hakan Kaplankaya, Harun R. Halisoğlu ve Mehmet Bozkaya Uluslararası Ceza Mahkemesi(ICC)'nin Putin hakkında verdiği tutuklama kararını ve TurkeyTribunal tarafından yapılan, Türkiye'de işlenen insanlığa karşı suçlara ilişkin ICC başvurusunu ele aldılar.
No items found.