Kızıldeniz’de İsrail’e Giden Gemilere Saldırılar ve Refah Muhafızları Operasyonu

December 23, 2023
by Enes Esen, published on 23 December 2023
Kızıldeniz’de İsrail’e Giden Gemilere Saldırılar ve Refah Muhafızları Operasyonu

Yemen’deki Husilerin Filistin’e destek vermek üzere 31 Ekim’de İsrail’e savaş ilan etmesi Tel Aviv yönetimi tarafından haliyle ilk günlerde pek ciddiye alınmamıştı. İsrail’den 2.000 km uzaklıkta yer alan Husilerin İsrail’e saldırabilecek bir hava kuvvetleri ve donanması bulunmuyor. İran’dan tedarik ettiği bazı füzeleri İsrail’e ulaşabilecek olmakla birlikte, bunların sayısı hem az, hem de bu ilkel füzelerin ABD ve İsrail’in hava savunma sistemlerini geçmesi imkansıza yakın. Nitekim, Husilerin İsrail’e attığı balistik füzelerden hedefine ulaşabilen olmadı. Ne var ki, Husiler’in Kızıldeniz’de seyreden gemilere yaptıkları saldırılar bölgede savaş denkleminin değişmesine neden oluyor.

Husilerin Kızıldeniz’de İsrail’e yük taşıyan gemilere saldırmaya başlaması dünya ekonomisine asitmetrik bir etki yapma potansiyeline sahip. Çok sofistike yöntemlere gerek kalmadan Husiler ellerindeki ucuz dronlar ve balistik füzelerle İsrail’le ticaret yapan gemilere saldırı düzenliyor. Ayrıca, Somalili korsanlara benzer şekilde helikopterle indirme yapıp, gemiye el koyuyor. Bu bağlamda şu ana kadar 10 ticari gemiye dronlarla saldırı yapıldı. Husilerin kaçırdığı 25 mürettebatlı bir gemi de halen Yemen’deki Hudeyda limanında alıkonulmuş bulunuyor.

Bu saldırılar dünyanın önemli deniz yollarından olan Kızıldeniz’deki seyir güvenliğini tehdit ediyor. Saldırıya uğramaktan endişe eden bazı denizcilik şirketleri rotalarını değiştirmeye başladı. Petrol devlerinden BP güvenlik endişesiyle gemilerinin Kızıldeniz’i kullanmayacağını ilan etti. Büyük deniz taşımacılık şirketlerinden Maersk, Hapag-Lloyd ve MSC de gemilerini Süveyş Kanalı yerine Güney Afrika rotası üzerinden göndermeye karar verdi. Bu çerçevede, Aralık ayının ilk yarısına göre Kızıldeniz’den geçen gemi sayısının %27 azaldığı değerlendiriliyor. Türlere göre incelendiğinde en büyük düşüş %60’la konteynır gemilerinde görülüyor. 

Ticaret rotasının değişmesi seyir süresini ciddi olarak etkiliyor. Doğu Asya’dan Avrupa’ya Süveyş Kanalı üzerinden giden bir geminin yolculuğu 21 gün sürerken, Ümit Burnu rotasını kullanması halinde bu süre 42 günü buluyor. Benzer şekilde Orta Doğu’dan Avrupa’ya giden bir geminin yolculuk süresi Kızıldeniz’den geçmemesi halinde 17 günden 41 güne çıkıyor. Dünyanın önemli su yollarından Panama Kanalı’nda da kuraklık nedeniyle geçişler azaldığı için Kızıldeniz’deki saldırıların etkisi dünya ticareti üzerinde daha fazla hissediliyor.

İsrail’in Kızıldeniz’deki Eilat liman görevlilerinin verdiği bilgiye göre, saldırılarla birlikte  söz konusu limanda faaliyetler %85 oranında azaldı. Yetkililer böyle giderse limandaki faaliyetlerin tamamen durmasından endişe ediyor. Gazze’deki savaşın yayılmasını engellemek için ABD’nin İsrail’e, Husilerin saldırılarına karşılık verilmesi meselesini kendisine bırakmasını söylediği ifade ediliyor. Husiler ise ABD’nin Yemen’i vurması halinde İsrail bağlantılı gemilere ilaveten ABD’li hedeflere de saldıracaklarını açıkladı. Bu çerçevede, Husilerin sözcüsü Abdülmelik El Husi, “Eğer Amerikalılar gerilimi daha da tırmandırıp daha fazla olaya karışma eğilimindeyse veya ülkemizi hedef alarak ya da ülkemize karşı savaş açarak aptallık yapma eğilimindeyse, kayıtsız kalmayacağız. Onları hedef alacağız ve Amerikan savaş gemilerini, Amerikan çıkarlarını ve Amerikan nakliye trafiğini füzelerimiz, insansız hava araçlarımız ve askeri operasyonlarımız için hedef haline getireceğiz,” dedi.  

Kızıldeniz’deki mezkur saldırılarla nasıl başa çıkılacağına dair farklı yaklaşımlar bulunuyor. Bu bağlamda, Vaşington diplomatik kanalları işleterek Umman’da aracılar vesilesiyle yapılan görüşmelerde Husiler’e saldırıları durdurması telkininde bulundu. Diğer taraftan, ABD askeri müdahale seçeneklerini de değerlendiriyor. 

Reuters’ın bildirdiğine göre yıllardır Husilere savaşan Suudi Arabistan, saldırılara itidalli bir şekilde karşılık verilmesi ve Yemen’e askeri müdahaleden kaçınılması gerektiğini savunuyor. İran’la diplomatik girişimler vesilesiyle Husilerin kontrol altına alınabileceğini düşünüyor. Aksi takdirde, Suudiler zor bela korunan ateşkesin bozulmasından ve İran’la normalleşmenin sekteye uğramasından endişe ediyorlar. Buna karşılık, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Husilere karşı askeri müdahale yapılmasını ve bahsi geçenlerin ABD tarafından tekrar terör örgütü listesine alınmasını istediği ifade ediliyor. 

Şimdilik Husilere sert şekilde müdahale etmek istemeyen ABD, Kızıldeniz’in ve Aden Körfezi’nin güvenliğini tesis için Refah Muhafızı olarak adlandırılan çokuluslu operasyon başlattı. ABD öncülüğündeki bu görev gücüne İngiltere, Bahreyn, Kanada, Danimarka, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya da katılım sağlayacak. Genelde dünya ticaretinin, özelde İsrail’in güvenliğini sağlamaya yönelik bu operasyona katkı sağlayacak bazı ülkeler ise isimlerinin kamuoyuna açıklanmasını istemiyor. Bunların arasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin bulunduğunu tahmin etmek zor değil. Süveyş Kanalı’ndan 2023 yılında 9.7 milyar dolar gelir elde eden Mısır’ın da operasyona katkı sağlıyor olması ihtimal dahilinde. Bu itibarla, toplamda 19 ülkenin söz konusu operasyona iştirak edeceği belirtiliyor.

Husilerin saldırısı Türkiye’de de özellikle İsrail’le ticarete devam eden şirketleri etkiliyor. Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan’ın ortağı olduğu denizcilik şirketinin gemileri savaş sonrasında da İsrail’le ticaret yapmaya devam ettiği için Kızıldeniz’den geçerken takip sistemlerini kapatmak ve gemide silahlı muhafız bulundurmak zorunda kalıyor. Ne var ki, Türkiye’nin Refah Muhafızı Operasyonuna dahil olduğuna dair henüz somut bir bilgi yok. Öte yandan, Türkiye daha önce tam olarak aynı bölgede Somalili korsanlara karşı NATO ülkeleri tarafından 2009-2016 yılları arasında düzenlenen Okyanus Kalkanı Operasyonu’na iştirak etmişti.

Husilerin düşük maliyetle gerçekleştirdiği bu saldırılar henüz küresel ekonomiyi tehdit edecek boyuta ulaşmadı. Bu itibarla, 2,5 ayı geride bırakan Gazze’deki savaşın Yemen’e sıçraması olasılığı şimdilik düşük görünüyor. Bununla birlikte, Gazze’deki savaşın uzaması bölgede yeni problemlerin ve gerilimlerin oluşmasına zemin hazırlıyor. 

You may also like

No items found.