Birleşmiş Milletler Gazze’de Ne Yapıyor?

November 28, 2023
by Mehmet Bozkaya, published on 28 November 2023
Birleşmiş Milletler Gazze’de Ne Yapıyor?

7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e beklenmedik ve büyük ölçekli saldırısının ardından, her iki taraftan binlerce sivil yaşamını yitirdi. Devam eden savaşın kurbanı olan dikkat çekici bir grup ise Filistinli mültecilere on yıllardır temel hizmetler sağlayan Birleşmiş Milletler görevlileri. Sivillere, sivil hedeflere, sağlık görevlilerine ve sağlık tesislerine silahlı çatışma hukuku kurallarında hususen koruma verilmiş olsa da, şu ana kadar 100’den fazla Birleşmiş Milletler görevlisi hayatını kaybetti. Diğer yandan, 26 Kasım’da The Wall Street Journal’da yayımlanan makalesinde İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen bahsekonu Gazze’de faaliyet gösteren BM’yi ve BM görevlilerini hedef alarak, antisemitizmi yaymak ve Hamas’a destek sunmakla itham etti. Bu durum Birleşmiş Milletler’in Filistin’de neden bu kadar aktif olduğu ve ne tür faaliyetler yaptığı gibi soruları akıllara getiriyor.

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın Kuruluşu 

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı, UNRWA, (The United Nations Relief and Works Agency for Palestine Refugees) 8 Aralık 1949 tarihinde BM Genel Kurulu’nun aldığı 302 (IV) sayılı kararla ‘Filistinli mültecilere yardım ve bayındırlık hizmetleri sunmak üzere geçici olarak kuruldu ve  fiilen 1 Mayıs 1950’de faaliyete başladı. Ancak Filistinli mülteciler sorunu halledilemediği için BM Genel Kurulu tarafından UNRWA’nın görev süresi sürekli olarak uzatıldı. Başlangıçta UNRWA 750 bin Filistinli mülteciye hizmet sunarken, şu anda hizmetlerden istifade etme hakkında sahip 5.9 milyon kişi UNRWA’ya kayıtlı bulunmakta. 

Filistinli mülteciler BM tarafından 1948 savaşı sebebiyle iaşelerini temin etme olanaklarını ve evlerini kaybeden ve 1 Haziran 1946 ile 15 Mayıs 1948 arasında olağan ikamet yeri Filistin olan kişiler şeklinde tanımlanmış. Bilindiği üzere 1948 İsrail-Arap Savaşı, Filistin’deki İngiliz manda yönetiminin sona ermesi üzerine 14 Mayıs 1948’de Tel Aviv’de Yahudi Ulusal Konseyi’nin bağımsız devlet kurduklarını ilan etmesinden birkaç saat sonra İsrail ve Arap Birliği (Mısır, Suriye, Irak ve Ürdün) arasında başlamıştı. Sahada elde ettiği kazanımlar sonucu İsrail, 1947 BM Taksim Planı’nda öngörülen %56’lık toprak oranını fiiliyatta %78’e çıkarmıştı.

1949’da İsrail ve Arap ülkeleri arasında imzalanan ateşkes anlaşması ile bu savaş sona erse de, nüfus ve demografik yapı bakımından Filistin’deki Arap halkın aleyhine sonuçlar doğurmuş, Yahudi yerleşimleri gün geçtikçe artmış ve ‘Filistinli mülteciler meselesi’ şeklinde bir kavram ortaya çıkmıştır. Geri dönebilecekleri umuduyla evlerini terk eden 700 bin Filistinli civardaki Arap devletlerine sığındı ve ‘mülteci’ konumuna düştüler. Söz konusu Filistinlilerin 250 bini Gazze’ye yerleştirilmiştir.

Aynı dönemde Arap ve İslam ülkelerinde yaşayan Yahudiler de zorluklarla karşılaşmış, vatandaşlık statülerini ve/veya malvarlıklarını kaybetmiş ve İsrail’e göç etmek durumunda kalmışlardır. Bu itibarla, Filistin’de yaşayan Yahudi nüfusu 1947’de 650 bin dolaylarında iken, 1949’da 750 binin üzerine çıkmıştır.

Günümüzde Filistinli Mülteciler

Halihazırda Filistinli mültecilerin yaklaşık üçte birini oluşturan 1.5 milyon kişi Ürdün, Lübnan, Suriye, Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki ilgili devletlerce tahsis edilmiş mülteci kamplarında yaşamakta. UNRWA bu kamplarda konaklama ve iaşe hizmetleri sunuyor. Bunun yanı sıra, Şam ve Yermük gibi Filistinli mültecilerin yoğun olarak bulunduğu yerlerde okul ve sağlık merkezleri de idare ediyor. Genel olarak zayıf sosyoekonomik koşullara sahip bu mülteci kamplarında nüfus yoğunluğu yüksek olup, yol ve kanalizasyon gibi altyapı tesisleri de yetersiz.

Bahse konu kampların dışında yaşayan Filistinli mültecilerin üçte ikisi ilgili Arap ülkelerindeki şehirlerde ve genellikle resmi kampların civarında yaşamaktalar. Mülteci kamplarının desteklemenin yanı sıra okul ve sağlık merkezleri de yöneten UNRWA’nın hizmetleri kamplarda yaşayıp yaşamamalarına bakılmaksızın tüm kayıtlı Filistinli mültecilerin istifadesine sunulmakta.

UNRWA’nin Teşkilatı ve Diğer Hizmetleri

UNRWA Genel Komiseri BM Genel Sekreterince atanıyor. Ajans, büyük ölçüde BM üye devletleri ve Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. UNRWA’nın partnerleri arasında Türkiye, Müslüman ülkeler, ABD ve diğer ülkelerden özel ve resmi kuruluşlar da bulunuyor. 2022 yılı için Filistinli mültecilere yönelik hizmetlerin sürdürülebilmesi için UNRWA 1.6 milyar dolarlık bir bütçeye ihtiyaç duymuştu.      

UNRWA çoğunluğunu Filistinli mültecilerin oluşturduğu 30 binden fazla personele sahip. Bu rakamın küçük bir kısmını uluslararası memurlar oluşturuyor. Sahadaki UNRWA görevlilerinin büyük kısmını öğretmen, sağlık görevlisi, yardım ve sosyal hizmetler çalışanı ile idari ve destek görevlileri statüsündekiler teşkil ediyor. Gazze ve Umman’da iki merkez ofisi bulunan UNRWA’nın, Gazze, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Batı Şeria’da 5 saha ofisi ile New York, Cenevre, Brüksel ve Kahire’de 4 irtibat bürosu bulunmakta.

Filistinli mültecilerin kaldığı mülteci kampları resmi olarak UNRWA tarafından değil, ev sahibi resmi otoritelerce idare ediliyor. UNRWA bu kamplarda kalanlara sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler sunuyor.  

1950’den bu yana UNRWA okullarından 2.5 milyon Filistinli mülteci mezun oldu. 2021 yılında Gazze’de 45, Batı Şeria’da ise 14 UNRWA okulu British Council’in verdiği uluslararası okul ödülüne layık görüldü.

UNRWA ayrıca kadın, genç, yaşlı ve diğer korunmasız gruplara yönelik hayata katılma ve koruma programları tertip ediliyor. UNRWA Mesleki ve teknik eğitim merkezlerinden destek alan mülteciler de istihdama kazandırılıyor.

Mülteci kamplarındaki yaşam koşullarının ve altyapının iyileştirilmesine de çalışan UNRWA, temiz suya erişim, nitelikli eğitim, sağlık hizmetleri ve barınakların geliştirilmesi gibi hizmetler sağlıyor. UNRWA son derece fakir ve korunmasız koşullara sahip mültecilere ayni ve nakdi yardım veriyor. Ayrıca girişimci mültecilere mikro finansman sunuyor. Gerek Filistin, gerekse diğer ülkelerde yaşanan çatışmalar sebebiyle ortaya çıkan insani krizler dolayısıyla UNRWA tarafından acil yaşam kurtarma/koruma/destek hizmetleri de veriliyor.

Gazze Savaşı ve UNRWA

UNRWA Genel Komiseri Lazzarini’nin 24 Kasım’da yaptığı açıklamaya göre, savaş nedeniyle Gazze’de yaşayan 1 milyondan fazla Filistinli UNRWA’nın 150’den fazla okuluna ve diğer tesislerine sığınmış durumdalar. Örneğin Han Yunus’taki mesleki eğitim merkezi 35 bin kişiye ev sahipliği yapıyor.

Savaş boyunca UNRWA’nın okullarının ve diğer tesislerinin vurulduğu da haberlere yansıdı. Bu saldırılar sonucu şimdiye kadar 190 kişi UNRWA tesislerinde hayatlarını kaybetti.

BM Genel Sekreteri’nin 13 Kasım’da yaptığı açıklamaya göre, çatışmaların başlamasından bu yana 100’den fazla UNRWA görevlisi de yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren UNRWA görevlilerinin anmak üzere 13 Kasım’da BM bünyesinde saygı duruşu yapılıp, BM bayrakları yarıya çekildi.

Filistinli mülteciler meselesi çözülemediği için 1949’da geçici olarak kurulan UNRWA, kalıcı şekilde faaliyet gösteren devasa bir örgüte dönüşmüş durumda. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler’in faaliyetleri bölgedeki milyonlarca mültecinin hayatlarını idame ettirmeleri için büyük katkı sağlıyor. Savaş sonrasında bölgenin yeniden imarı ve ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırmak için Birleşmiş Milletler yine öncü bir rol oynayacak. 

You may also like

AİHM ve Yalçınkaya Kararından Şüphelenmeli Miyiz?

April 26, 2024
by Hakan Kaplankaya and Mehmet Bozkaya, published on 26 April 2024
Hukuk Günlüğü'nün yeni bölümünde Hakan Kaplankaya ve Mehmet Bozkaya AİHM ve Yalçınkaya kararı hakkındaki şüphe ve tereddütleri ele aldılar.

Avrupa'ya İltica Etmek Zorlaşıyor Mu?

April 22, 2024
by Haşim Tekineş and Mehmet Bozkaya, published on 22 April 2024
Haşim Tekineş ve Mehmet Bozkaya Avrupa Birliği'nin yeni iltica ve göç paktını ele aldılar. Yeni mevzuat hangi değişiklikleri beraberinde getirecek? Mevzuat ne zaman yürürlüğe girecek? Mevzuata ilişkin eleştiriler neler? Türkiye'den gelen başvurucular için yeni mevzuatın etkileri neler olacak? Bu soruların yanıtları ve daha fazlası yayınımızda.

Putin Tutuklanır mı?

March 26, 2023
by Yasir Gökçe, Hakan Kaplankaya, Harun R. Halisoğlu and Mehmet Bozkaya, published on 26 March 2023
Hukuk Günlüğü'nde Dr. Yasir Gökçe, Hakan Kaplankaya, Harun R. Halisoğlu ve Mehmet Bozkaya Uluslararası Ceza Mahkemesi(ICC)'nin Putin hakkında verdiği tutuklama kararını ve TurkeyTribunal tarafından yapılan, Türkiye'de işlenen insanlığa karşı suçlara ilişkin ICC başvurusunu ele aldılar.

Rusya Siber Savaş Suçu Mu İşliyor?

February 1, 2023
By Yasir Gökçe and Mehmet Bozkaya, 1 February 2023
instituDE #HukukGünlüğü'nde siber güvenlik uzmanı Dr. Yasir Gökçe siber uzayda yaşanan güncel gelişmeleri, bilgi güvenliği ve veri mahremiyeti ihlallerini anlattı.

Nefret Söylemi ve Gürkaynak Örneği

November 4, 2022
by Hüseyin Konuş, Ömer Güler, Servet Akman, Ali Dinçer and Mehmet Bozkaya, published on 4 November 2022
instituDE #DıştanBakış'ta Hüseyin Konuş, Ömer Güler, Servet Akman, Ali Dinçer ve Mehmet Bozkaya nefret söylemini tüm boyutlarını 'Gönenç Gürkaynak vakası' özelinde ele aldılar.

AİHM ve Anayasa Mahkemesi'ne Avukatsız Bireysel Başvuru

March 15, 2022
by Hakan Kaplankaya and Mehmet Bozkaya, published on 15 March 2022
instituDE #HukukGünlüğü programında insan hakları uzmanı Hakan Kaplankaya AİHM'e ve Anayasa Mahkemesi'ne "şahsen, yani avukatsız olarak" nasıl bireysel başvuru yapılabileceğine ve bu hususta dikkat edilmesi gerekenlere dair Mehmet Bozkaya'nın sorularını yanıtladı.

Rusya-Ukrayna Savaşı: Sonuçları Ne Olur, Türkiye'yi Nasıl Etkiler?

February 28, 2022
by Huseyin Konuş, Ömer Güler, Harun Güngör, Ali Dinçer and Mehmet Bozkaya, published on 28 February 2022
instituDE #DıştanBakış programında instituDE Direktörü Hüseyin Konuş ve instituDE üyeleri Ömer Güler, Harun Güngör, Ali Dinçer ve Mehmet Bozkaya Rusya-Ukrayna Savaşı'nı öncesi, mevcut gelişmeler ve muhtemel sonuçlarıyla ele aldılar.

OHAL Mağduriyetleri, KHK'lar ve AİHM'in Performansı

February 18, 2022
by Hakan Kaplankaya and Mehmet Bozkaya, published on 18 February 2022
İnsan hakları uzmanı instituDE üyesi Hakan Kaplankaya Türkiye’de yaşanan, özellikle 15 Temmuz sonrası ve OHAL uygulamaları sonucu ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesinde AİHM’in konumu, etkinliği ve performansını Mehmet Bozkaya'ya anlattı.

Uluslararası Hukuk Boyutuyla Karabağ'da Yaşanan Azeri-Ermeni Silahlı Çatışmaları (1. Bölüm)

October 24, 2020
by Yasir Gökçe and Mehmet Bozkaya, published on October 24, 2020
Bu yayınımızda, uluslararası hukuk uzmanı eski diplomatlar Yasir Gökçe ve Mehmet Bozkaya Dağlık Karabağ bölgesinde Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan silahlı çatışmayı uluslararası hukuk boyutuyla ele aldılar.

Uluslararası Hukuk Boyutuyla Karabağ'da Yaşanan Azeri-Ermeni Silahlı Çatışmaları (2. Bölüm)

October 24, 2020
by Yasir Gökçe and Mehmet Bozkaya, published on October 24, 2020
Bu yayınımızda, uluslararası hukuk uzmanı eski diplomatlar Yasir Gökçe ve Mehmet Bozkaya Dağlık Karabağ bölgesinde Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan silahlı çatışmayı uluslararası hukuk boyutuyla ele aldılar.

Erdoğan'ın 10 Büyükelçi Hakkında Persona Non Grata Talimatı

October 24, 2021
by instituDE, published on 24 October 2021
instituDE Direktörü Hüseyin Konuş ve instituDE Genel Sekreteri Mehmet Bozkaya, Kavala'nın tahliye edilmesi çağısında bulunan 10 Büyükelçi hakkında Erdoğan'ın Dışişleri'ne istenmeyen kişi ilan etme talimatı vermesini siyasi ve hukuki yönleriyle ele aldılar.

İhraç Diplomatların Kişisel 15 Temmuz Hikayeleri - Mehmet Bozkaya

November 5, 2021
by instituDE, published on 5 November 2021
instituDE Genel Sekreteri Mehmet Bozkaya 15 Temmuz öncesi Hariciye'deki atmosfer, ihraç sürecinde ve sonrasında yaşadıkları, ihraç sonrası yurtdışında yeni bir hayat kurma çabaları hakkında Merve Atuş'un sorularını yanıtladı.

instituDE Hukuk Günlüğü: Hukuki Yönleriyle Orhan İnandı'nın Kırgızistan'da Kaçırılması Hadisesi

June 15, 2021
by Hakan Kaplankaya and Mehmet Bozkaya, published on 15 June 2021
Bu videomuzda Orhan İnandı'nın 1 Haziran'da kaçırılan Bişkek Büyükelçiliğinde alıkonulduğu iddiasını ve Türkiye'ye kaçırılarak getirilmeye çalışıldığı iddialarını hukuki yönleriyle ele alınmakta.